24 Mayıs 2011 Salı

Herşeyi başarabilen şanslı öğrenciler..


Merhabalar..

Bugün farklı bir yaş grubuyla beraberdim; 13 yaş grubu. Sınav kaygısını ve heyecanını yoğun yaşayan; odaklanma konusunda - her öğrenci gibi- desteğe ihtiyacı olan 13 yaş grubundan 24 harika öğrenci..

Onlara kendilerini daha iyi hisssettirebilmek için bugün ilk adımı attık ve çocuk yogasıyla beraber birleştirdiğimiz nefes atölye çalışmasıyla çok keyifli bir 45 dakika geçirdik.

Tabii çocuklara uyguladığımdan daha farklıydı onlarla çalışmamız. Bir kere öyle hayvan sesleri çıkarmadık hiç:) Ama eğlenmeyi, esneme ve odaklanma hareketlerine taşıdık. Çünkü o yaş grubunda ve yoğun stres altında yaşayan öğrencilerin, o kadar bedenlerini esnetmeye ihtiyaçları var ki.. Beden esnemeden, duyguları ve ruhumuzu esnetmek pek mümkün olamıyor, çünkü hepsi bir bütün. Ve domino taşları gibi, bedenimiz esnedikçe, tüm hayatımıza yansıyor bu esneklik.

Önce ağaç pozunda birbirine dokunan bir orman olduk.. Odaklanmayı ve dengeyi beraber bulmayı denedik. Aşağıya bakan köpek ve yılan pozları sırtımızı daha da açmaya yardımcı oldu bugün bize. Ve savaşçı pozlarıyla beraber söylediğimiz önermelerle, bedenimizi, ruhumuzu rahattık.. Bu söylediğimiz önermeler içerisinde bir tanesi var ki, onu bağırarak söylemek insana bambaşka hissettiriyor: "Kalbimi ve aklımı koyduğum herşeyi başarabilirim".

Öğrencilerin içinde bulundukları sistem maalesef, hep onları birbirleriyle kıyaslamaya, onları bir şekilde eksik hissettirmeye yönelik.. "Olduğum halimle mükemmelim ve dengedeyim" ya da "Herşeyi başarabilirim" gibi önermeleri daha çok duymaya ihtiyaçları var. Aklımızda bulunsun, onlarla yapılan derslerde bu önermeleri söylemek ve bir de buna "Kendimi ve duygularımı çok seviyorum" önermesini eklemek gözlerindeki bakışı değiştiriyor..

Gerçekten desteğe ve rahatlatılmaya ihtiyaçları var. Eğer şu anda bu yazıyı okuyan aileler de varsa, lütfen sizler de evde çocuklarınızla beraber, şu egzersizi yapın:

1. Gözlerinizi kapatın; çocuğunuzla karşı karşıya (ellerinizle birbirinize dokunacak mesafede) oturun; burnunuzdan alıp, burnunuzdan verdiğinizi sakin nefesler alın.

2. Ve önce nefesinizi takip edin; nefesle beraber göğsünüzün, karnınızın şişmesini..

3. Ve ellerinizi karşılıklı kaldırıp, birbirinize dokunun.

4. Bu pozda sakince nefesler almaya devam edin; ve ellerinizden birbirinize geçen akımı hissetmeye çalışın..

5. Ve bu önermeleri söyleyin (önce siz söyleyip, ardından çocuğunuz tekrar edebilir; önermelerde hep "ben" ifadesini kullanmamız önemli)

- "Ben güçlüyüm"

- "Ben cesurum"

- "Ben dengedeyim"

- "Ben kendimi çok seviyorum"

- "Ben duygularımı çok seviyorum ve kendimi olduğum gibi kabul ediyorum"

- "Kalbimi ve aklımı koyduğum herşeyi başarabilirim"

6. Bu önermeleri birkaç sefer tekrar edebilirsiniz. Ve önermeler bitince, son bir sakin nefes alıyorsunuz ve çalışmayı bitiriyorsunuz.

Çocuklarımızın, onları her koşulda sevdiğimizi ve her koşulda tarafımızca "kabul edildiklerini bilmeleri çok önemli. O sınavlarda iyi puanlar alsalar da, alamasalar da..

Eğlenceyle, oyunla, dinginlikle kalın..

Namaste..

Elif

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Bugünün şanslıları: Güneş & Elif:)


7 yaşında, ilkokul 1. sınıfa giden bir öğrencim var; Güneş. Tüm öğrencilerim gibi o da çok tatlı. Şanslı bir öğretmenim anlayacağınız.:)

Onunla neredeyse 1 aydır çocuk yogası ve nefes çalışıyoruz. Çok iyi bir öğrenci..

Ve bugünkü derste farkettim ki, artık Güneş'in favori pozları belirlenmiş; arslan pozu, savaşçı pozu ve düğümlerimizi açarak derse başlama.. Tabii kendi isteyerek ve seçerek yapıyor olması ve hatırlatmalarda bulunması, derse motivasyonunu arttırıyor.

Ben daha demeden her pozumuzdan sonra çocuk pozuna hep kendi kendine geçiş yaptı ve tabii ben de mest oldum haliyle..:)

Bir de "huzur" nefesini sık uyguluyoruz onunla. O kadar güzel bir nefes ki.. Mutlaka kullanın. O hareketli pozlardan sonra karşılıklı oturup, gözlerimizi kapatıp, nefes alarak "peace" kelimesiyle beraber nefes veriyoruz ve önce kendimizi huzurla, barışla doldurup, sonra herkese huzur gönderiyoruz.

Ve inanın, çocuklar tüm dünyaya huzur, öpücük, sevgi, güzellikler (ve hatta tavşancıklar, ayıcıklar ve şekerler:) göndermeye o kadar hazırlar ki.. Siz yeter ki onları bu konuda yönlendirin.

Eğlenceli, bol güneşli bir hafta sonu dilerim:)

Sevgiyle,

Namaste..
Elif


* Fotoğrafın kaynağı: http://stupaul.net/proof/lazylizard/instruction2.htm

13 Mayıs 2011 Cuma

Bugünden şanslı anlar..


O zaman bugünkü dersten minik deneyimlerle başlayalım mı?..

Bugün Dedeman Çocuk Dünyası Kreşindeydim. Sırayla 6 yaş grubu, 5 yaş grubu ve son olarak da 4 yaş grubuyla çocuk yogası ve nefes çalıştık.

Daha önceleri çocuklarla sadece oyunlarla beraber nefes çalışmaları yapıyordum. Ama çocuk yogası eğitimini aldıktan ve çocuklara uygulamaya başladıktan sonra, yogayla beraber nefesin birleşmesiyle, miniklerin daha da güzel zaman geçirdiklerine şahit oldum ve olmaktayım..

Bugünkü dersimizde yine en favori nefesimiz, tavşan nefesiydi. Çocukların tavşan ve maymun olmaktan çok hoşlandıklarını biliyor muydunuz?..:) Bir de ejderha:) Ama özellikle tavşan nefesi onları çabucak odaklıyor ve onları tavşanlar gibi enerjik ve yumuşak yapıyor.

Çocukların öfkesini ve gerginliği azaltmak için de volkan pozumuz var.. O da bugünkü derste çok etkili oldu. Özellikle 5 yaş grubu çocuklarından birkaç tanesi gerginlerdi bugün. Volkan pozundan sonra negatif enerjiyi biraz da olsa azalttık..

Ve o hiç yorulmaz dediğimiz çocuklar, çocuk yogasıyla beraber o kadar enerji attılar ki, dersin son 10 dakikasında uyguladığımız - büyük yogasında da "shavasana" olarak bilinen - yere sırtüstü uzanarak dinlendiğimiz pozda, daha da uzun süre kalmak istediler:)

Ve aklınızda olsun.. Grup içerisinde birkaç çocuk, o gün fazla hareketlilerse (ki oluyorlar:), minicik hediyelerle hem onları, hem de tüm grubu yeniden motive etmek mümkün.. Burada bahsi geçen sihirli ve minik hediyeler ise, şekerler:) Çantada bulundurmakta fayda var..

Bugünden anlar böyle.

Sevgiyle ve oyunla kalın..

Namaste..

Elif

Namaste:)


Merhabalar!

Aslında şaşırdım biliyor musunuz?.. "Şanslı Hayat" adını daha önce birileri almıştır sanıyordum, ama şanslıymışım ki alınmamış:) Ya da belki de kendimizi nadiren "şanslı" olarak adlandırıyoruzdur..

Ama ben baştan söyleyeyim; şanslı bir insanım:) Hele hayat yolculuğumda son yıllarda öyle değişimler oldu ki, bunu daha da farketmemi sağladı..

Kendimi şanslı hissettiren küçük-büyük şeyler yanında bir tanesi var ki.. İşte o "şey" bana bu blogu açtırdı:) Çok sevdiğim uğraşım ("işim" demek sanki "aşkı" azalttığından ötürü "uğraş" diyesim geldi..); Çocuk yogası ve nefes eğitmenliği. Beraber çocuk yogası eğitimine katıldığımız sevgili Ece aklıma girdi ve yaz dedi:) Ben de neden olmasın dedim ve blog böylece aramıza katıldı..

'Şanslı hayat'ta (konuyu sınırlandırmayı pek tercih etmemekle beraber), çocuk yogası ve nefes çalışmalarımdaki deneyimlerimi paylaşmayı arzu ediyorum. Belki benzeri çalışmalar yapan - yapmayı planlayan ya da çocuğuyla daha iyi iletişim kurmak ve beraber eğlenmek için alternatif yollar arayan anneler ve babalar için faydalı olur.. Bakalım zaman, neleri getirecek bize:)

Orada blogları gezerken, (bilerek ya da bilmeyerek:) bunu okuyan birileri varsa hoşgeldiler, sefa getirdiler..

Sizleri, Sanskritçe bir selamlama kelimesi olan "Namaste" ile selamlamak istedim..

Namaste'nin kelime anlamı öyle güzel ki; "Ben ışığım ve içindeki ışığı görüyorum".

Işığımız ve şansımız bol olsun..:)

Sevgiyle,
Elif Şandan Doygun